15 Nisan 2009 Çarşamba

i have a dream


bir an icin "aslinda her uyudugumuzda ruya gorurmusuz" onermesinin dogru oldugunu kabul edelim.. o zaman bu onerme "her uyudugumuzda ruya goruruz" formatina donusuyor haliyle pek bilim ve irfan yuvasi sefgili okurlar, tabi yamuluyorsam duzeltin beni bilim ve irfan yuvasi gurubunun icindeki duyarli olanlar..

peki haciz arabasinin icinde sirasini beklerken agzi acik ve keyifli tukurcukler akitarak tabiri caizse fosur fosur uyuyan bir icra avukati acaba ruyasinda ne goruyordur da hatirlamiyordur, iste bugun de buna taktim blog.. haciz mahallinden tahsil edilmis bir cari hesap alacagi ya da bir kambiyo senedi borcu gormedigine eminim, en azindan hayal gucumde bile o kadar idealist degilim.. bila donmemis tebligatlar icinde mutlu mutlu kesinlesmis icra takiplerini ya da asil alacagin %40'i oranindaki icra inkar tazminati ile dolu bir havuzun icinde yuzdugunu goruyor olabilir. -merak ediyorum raspberry beni ne zaman "on the way to become a corporate bastard"tan "semi-corporate bastard" nisanina terfi ettiricek.- Eger cok ama cok cok mutlu uyumussa avukatin her istedigini aninda yapmaya calisan, kendini hizmet askina adamis, oglen yemeklerinde kebap ya da doner degil ispanak, kereviz, enginar yiyen, guler yuzlu, caliskan icra memurlari goruyordur. Bunun yaninda hacize cikmis "a rookie bastard attorney" olarak ben, bu kisa ruyalarimda heralde haciz mahallinde sopa yemedigimi goruyorumdur. Hos simdilik haciz sirasini beklerken uyuyacak buzukten de yoksunum, uyurken adresi falan kaciririm die, hos durmaz simdi..

12 Nisan 2009 Pazar

....aaand we're back.

hoşbuldum.

camdan dışarı baktım da.. gördüm ki: bahar.
gelme dedim, dinlemedi. yaza da kuvvetle muhtemel laf geçiremeyeceğim. her sene aynı muhabbet.

bu sene farklı olsun istiyorum. her senenin farklı olmasını istediğim gibi.. (yani aslında bir fark yok?)

yeni bir şeyler keşfetmiş olmak istiyorum gizliden gizliye; dedim ki bu sene ağaçları örnek alsam? (ulvi, dingin, olgun, pişmiş ve artık olmuş, anlamlı bir uzakdoğu felsefesinden esinlenmiş izlenimi verebilir miyim..? bi denesem?)

kalleş bahçıvan, her seferinde bizim bahçedeki güzelim ağaçları o kadar uğraşıp uzattıkları dallarını kesip buduyor. karşılığında onlar arsızca yeniden, sonra yeniden, yeniden ve yeniden yeşerip o dalları bir kez daha, bir kez daha ve bir kez daha uzatıyorlar, büyütüyorlar.

henüz hiç bizim bahçıvana darılan ve bi daha yeşermemeye karar veren bir ağaç görmedim.

ben olsam..
yüzüne bakmam şerefsizin.
hani kaçıp gidemiyorlar, tavır takınamıyorlar, ama pes edip yeşermicez ulan da demiyorlar.

takdir ve taklit etmek gerektiğini düşündüm... alerjilerimi kabartan bu mevsimde içinde bulunulucak doğru bir ruh hali gibi geldi: bahara teslimiyet.

bahar. gelme dedim, dinlemedin. sanki ben sana mecburum. ama ne yazık ki onu da daha önceden deklare etmiş birileri birilerine..

ps. bahçıvanın da çok s.kndeydi diceksiniz... (: hak vericem size.
saygılar sayın okur. ama lütfen terbiyenizi bozmayınız.