5 Şubat 2009 Perşembe

Sezaryen... Geri Donulmez Bir Cocukluk Travmasi


Bugun sana kalbimi acmak istiyorum blog, nurtopu gibi bir ayi geride biraktik. Yeri geldi beraber gulduk, agladik; yeri geldi birbirimizin girtlagina yapistik. Yeri de bu kadar gelmisken; soz vermeme ragmen sana o cok istedigin logoyu hala tasarlayamadik, mahcubuz. Kisa zamanda ustunden cikarmayacagin bir logon olucak, inan bize...

Kalbimin derinliklerindeki, uzun bir donem kafamda soru isaretleri biraktiktan sonra yerini geri donulmez bir cocukluk travmasina birakan konu "Sezaryen" blog... Sezaryenle ilk olarak okumayi sokup gazetelerin eklerindeki karikaturleri karistirdigim donemlerde tanistim. Aslen magazin uzerine kurulu gazete eklerinde surekli gecen "bayan x sezaryenle dogurdu", "sosyetenin tanidik simalarindan y de sezaryeni secti" gibi haberlere anlam veremezdim. Urkutucu cagrisimlar yapardi aklimda sevgili sezaryen. Sanirim biraz da sezaryenli haberlerin birinde gordugum elinde yeni dogmus bebekleriyle poz veren magazin basininin aranan(!) simalarindan bir ciftin erkek olaninin fazla sakalli ve esmer olmasindan oturu sezaryeni hep Sezen Cumhur Onal'a benzeyen bir erkek olarak dusundum. Gunler gectikce sezaryeni kafamda iyice cizdim. Artik o sosyetenin gozde bekarlarindan biriydi kesinlikle, baska ne olabilirdi ki zaten... Kendi kendime yahu bu sezaryen ne capkin adam, herkes onla cocuk doguruyo diyip Sezen Cumhur Onal'a benzeyen, yakisliligin yanindan bile gecmeyen bu adamin cazibesine anlam vermeye calistim senelerce.. Ne zaman TRT'de Muzik Yelpazesi'ni seyretsem hep sezaryeni hatirladim.. Sezarin hakki sezara, hala sezaryen olamadim!

6 yorum:

  1. hahaha onun asıl ismi ama julyüs sezaryen. istanbul gecelerinin aranan playboyu affetmez hamile birakir üstüne sezaryenle dogum yapmak zorunda biraktirir adama.(kadına daha dogrusu)

    YanıtlaSil
  2. Sevgili GNP,

    Bu yazıyı okuduyunca seni "gerçekten" tanımaya bir adım daha yaklaştığımı hissettim..

    Bu içten paylaşım için ayakta alkışlıyorum seni. Ama en çok çocukluğundaki yaratıcılığın için alkışlıyorum ayakta seni veeee

    bu yaşta o yartıcılıktan hiçbir şey kaybetmediğin için seni amuda kalkarak(direk el amudu el-baş amudu değil!) ayaklarımı çırparak çılgıncasına alkışlıyorum..

    Seni artık daha iyi anlıyorum... artık o çılgın yorumları, enteresan algıları, alkolsüz yaşadığın yüksek kafaları nasıl yaşadığını daha iyi anlayabiliyorum..

    Yürü be GNP kim tutar seni...

    YanıtlaSil
  3. Bu arada GNP derki ile ilgili olarak da yorum yapmadan geçemeyeceğim.

    Rock'nRolla'yı izlemeni tavsiye eder yanaklarından öperim.

    Dip Not:

    Madonna'yla beraber olup dengesini kaybetmeyecek erkek daha anasının karnından doğmadı.. aksini iddia edenin alnını iki elimle birden kombolu karışlarım!

    YanıtlaSil
  4. mactaki blog(k) pozisyonundaki ve alkis anindaki flexibiliteniz agzimi acik birakti sevgili Tricrea, tesekkur ederim

    YanıtlaSil
  5. "demokrasilerde boyle ossuruktan kahramanlik vak'alari olur bazen"
    Yilmaz Ozdil, Hurriyet

    p.s: film oneriniz dikkate alinmistir.

    YanıtlaSil
  6. bu postun benim "aydede"yi "allah baba"dan daha kıdemli sanmamla, baklavanın içindeki cevizi kıyma sanmamdaki "naifliği" çağrıştırdığı için midir bilmiyorum.. ruhumda bir gülümsemeye sebebiyet verdi.

    sinestezi hemen her zaman mutlu etmiştir beni, sen de bendenmişsin gnp. artık burası daha az yalnız.

    profesyonel bir bağlamda ise "collective unconscious" zilleri çaldı kafamda (jung'a sonsuz saygılar), genlerinde mi vardı ki dersin kadınların çocuklama yöntemlerine dair kodlanmış birşeyler..

    biz çocukken voltran filan izleyip onu he-man ve kankalarıyla çarpıştırırken hayal alemlerimizde sen sezaryen ve çukulata renkli sanatçılar dünyasına uyduymuşsun!

    ... böyle buyurdu gnp'ye dair:

    aşkın lüzumsuzluğunu, sıradanlığını, kabullenmeyi öğrenmemiz gerekenlere bakışımızdaki miyop gibi bir bozukluğa sebebiyet verişini, herşeyi mümkünmüş gibi algılamamıza yol açıp sonradan pişman olmamıza olan katkısını, zamansız gelişini ya da gelmesi gereken zamanı bilmeyişini tartışmayacağım; gücüm yok zira.

    aşk; kedidir, kedi.. gelir ve geçer, geçince bişeyi kalmaz -normalde. sonra aklına esti mi yine gelir.. belki yine gider. lock, stock and two smoking barrels vs swept away örneğinde olduğu gibi, bazı bünyelerde dönülüp geriye bakıldığında hatırlanmak istenecek ya da istenmeyecek izler bırakılabilmesine sebep olur; kimi zaman da hatırlanmak istenen ve istenmeyeni yaratanın aynı şizoid kişi olagelmesine! (i love you guy ritchie, whatever sucky movies you may direct. she has been and will always be the bitch)

    hem iyi filmler gibi kötü filmler de iyi ki vardır -böylelikle iyi filmler, iyi film olmayı hak ederler. kötü olmasa, iyi sadece sıradan olabilirdi keza (diyip geçmeyi bilmeli insan).

    ve son olarak.. sen sen ol gnp, tricrea'nın alın karışlamakla tehdit edişinden korkma. alnını karışlamak için kombo hareketine ihtiyaç duymasının tek sebebi küçücük elleridir.

    sadece ve özellikle madonna'nın değil, herhangi bir güçlü ve kendine güvenen kadının girip çıktığı adamın hayatı -olması gerekitiği gibi- sarsılmıştır, sarsılmaktadır, sarsılacaktır. bu evrenin bir kanunu olmakla birlikte, maharet bu noktada gün gibi ortadadır: o kadını elde tutmayı başarmak.

    sıradan ama sancılı bir ofis gününde, sıkıcı ve yalnız bir öğlen yemeği üzerine girilmiş bu comment'imi umarım çok kafası karışık bulmazsın değerli okur.

    en nihayetinde herşey senin iyiliğin için (araya sıkışan tüm (l)egomuza rağmen).

    YanıtlaSil